BİLİCİ HOLDİNG
1950 Biliciler Kollektif Şirketi kuruldu, pamuk alım-satımı ve
zirai ilaç ticareti yapıldı.
1956 Bilici Ailesi sahip olduğu topraklar üzerinde çiftçilik
faaliyetine başladılar.
1960 Aktarım Kollektif Şirketi kuruldu ve pamuk üretimi ile
sanayiye adım atıldı.
1983 Biltaş A.Ş. kuruldu, pamuk ve iplik ihracatına başlandı.
1996 Adana Org.San.Bölgesi’nde kumaş dokuma fabrikası Bilgün
Tekstil A.Ş. faaliyete geçti.
1997 Biltaş İplik Tesisleri, Adana Organize Sanayi Bölgesi’nde
faaliyete geçti.
1999 Tekstil ürünleri pazarlaması yapan, BTD Tekstil A.Ş. kuruldu.
2000 Misis Apre A.Ş. kuruldu ve Kumaş Boya-Terbiye İşletmeleri
faaliyete geçti.
2006 Misis Apre A.Ş. bünyesinde Kojenerasyon Tesisi faaliyete geçti.
2007 Osmaniye’de iplik üretimi yapan grup şirketi, Biteks İplik
A.Ş. faaliyete geçti.
2007 Misis Apre A.Ş. bünyesinde Elyaf-İplik Boyama Tesisi
faaliyete geçti.
2008 Adana Şehir Merkezinde otel arsası satın alındı ve 5
yıldızlı otel çalışmalarına başlandı.
2010 Çiftçilik faaliyetleri Biltar adı altında tüzel kişilik
kazandı ve modern bir şekle büründü.
2010 Misis Apre A.Ş., Biltaş A.Ş.’yi bünyesine aldı.
2010 Misis Apre A.Ş. ünvan değiştirerek Bilici Yatırım
San.Tic.A.Ş. adını aldı.
2011 Bilici Yatırım A.Ş. çatısı altında halka arz çalışmalarına
başlandı.
Bu büyük projede çok önemli bir ortağımız var: Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (TSKB GYO). Bilici Yatırım ve TSKB GYO, bu projede %50 oranında eşit ortaklığa sahipler. Sektörünün ve Adana’nın en saygın şirketlerinden birisi olarak, yine kendi alanının en saygın kuruluşlarından TSKB GYO ile gerçekleşen bu ortaklığa, son derece önem veriyoruz. Bu ortaklığın her iki kuruma olduğu kadar Adana’mıza da değer katacağına inanıyoruz. Bilici Yatırım’ın tekstil dışında gerçekleştireceği bu ilk yatırımı, yeni sektörlerde yeni yatırımların takip etmesi için yoğun bir çalışma içindeyiz. Yenilenebilir enerji sektöründe aktif olmayı planlıyor, fırsatlara bakıyoruz. Bilici Yatırım aktifinde yer alan, Adana Ceyhan’da, merkezi lokasyonda bulunan eski çırçır fabrikasının arazisinin değerlendirilmesi için alternatif projeler üzerinde çalışmalar sürdürülmektedir. Bilici Yatırım halka arzından elde edilecek geliri, esas olarak yeni yatırımlara yönlendireceğiz. Zaten mevcut şirketlerimiz için böyle bir finansal kaynak ihtiyacı bulunmamaktadır. Böylece Bilici Yatırım’ı bir “portföy şirketi” haline getireceğiz.
Her ne kadar, Bilici Grubu şirketleri Bilici Ailesi’nin kontrolü
altında olsa da, günümüz küresel ekonomik koşulları gereği şirketimiz
profesyonel bir yönetim anlayışına sahiptir. Üretimden satışa her
kademede, kendi alanlarının en iyileriyle çalışmayı ilke edindik.
Kadrolarımızla da genelde uzun yıllar birlikte çalışırız. Müşteri
memnuniyetini esas aldığımız çalışmalarımız kapsamındaki Ar-Ge
faaliyetlerimizi de aynı anlayış çerçevesinde yürütüyoruz. Yüksek
kalite ve teknoloji kullanımı son derece büyük önem arz ediyor. Bu
anlamda ileri teknoloji ile donatılmış modern tesislerimizde,
konusunda uzman çalışanlarla faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
Bilici Grup ürünleri, ABD ve AB ülkeleri başta olmak üzere dünyanın 20
ülkesine, 200’e yakın şirkete ihraç ediliyor. Bu şirketlerin
içerisinde, tekstil ve moda sektöründe uluslararası birer marka haline
gelmiş çok sayıda büyük şirket de yer alıyor. Mango, GAP, Zara,
H&M, M&S ara, Next, Ann Taylor, J Crew, Talbots, Jones, Etam
gibi dünya devi markalar, Bilici Grup ürünlerini tercih ediyor. Bu
ürünler arasında Bilici Yatırım’ın büküm iplikleri ve boya-apre
yaptığı kumaşlar da bulunuyor.
Bilici Grup ürünlerinin %80’e yakını ihraç ediliyor ve uluslararası
markaların ürünleri olarak vitrinlerde yer alıyor olması, Bilici Grup
şirketlerimiz için olduğu kadar ülkemiz için de gurur verici.
Öte yandan Türkiye, Avrupa’ya olan fiziki yakınlığıyla da rekabette önemli bir avantaja sahip. Uzak Doğu ülkelerinden ürünlerin Avrupa’ya gelmesi, mesafenin uzaklığından dolayı ciddi bir zaman kaybı. Modanın hızla değiştiği, kreasyonların hızla yenilendiği günümüz dünyasında moda üreticilerinin bu kadar zaman kaybına fazla tahammülleri olamaz. Mesafenin getireceği maliyet artışı da cabası…
Ayrıca, biz Türk şirketlerinin, özellikle de Bilici Yatırım’ın rakiplerine göre bir önemli avantajı daha var. Modadaki trendler hızla değişiyor. Değişim süreleri daha da kısalıyor. Avrupalı, sipariş verdiği iplik ve kumaşının hızla tedarik edilmesini ister. Onların istediği nitelik ve kalitede üretimi yaparak, onların istediği zamanda teslim etmek ancak Türk tekstil sektörünün başarabileceği bir şeydir.
Bir şirket bizden acil olarak yeni bir ürün talep ettiğinde, ister kumaş üretimimizde olsun, ister boya aprede, biz üretim bandımızı hemen yeni siparişe göre düzenleyebilir, müşterimizin ihtiyacını karşılayabiliriz. Yani, manevra gücümüz, yeteneğimiz ve deneyimimiz çok yüksek. Örneğin, Zara, bize sipariş verdikten beş hafta sonra yeni kreasyonlarını vitrine çıkartabiliyor. Uzakdoğu ülkelerindeki şirketlerden böyle bir performans beklenemez. Onlar çok büyük üretim tesislerine sahip olmakla birlikte ağır ve hantal yapılardır.Uzak Doğu ülkelerine yapılan bir siparişin vitrine çıkma süresi ise en az 20 haftayı buluyor.
Burada özellikle vurgulamak isteriz ki, Türk tekstil sektörünün Çin ve
Hindistan rekabetine dayanamayacağı yönündeki tezlerin, boş birer
iddia olduğu ortaya çıktı. Aradan geçen zaman, bu iddiaların
yanlışlığını ve dayanaksızlığını herkese gösterdi. Dünya tekstil
sektöründe önemli bir yere sahip Türk tekstil sektörü, yıpratıcı
nitelikteki tüm tezviratlara rağmen rüştünü ispatlamıştır. Türkiye’nin
en büyük ihracat kalemi olmaktan çıkması, Türk tekstil sektörünün
küçüldüğünü değil, Türkiye’de yeni sektörlerin büyüdüğünü gösteriyor.
Bu da son derece sevindirici bir gelişme.
Gidin bakın Çin’e Hindistan’a, Bilici Grubu’nun ve aynı işi
yaptığımız Türk şirketlerinin kalitesinde ürün bulamazsınız. Dünyanın
en kaliteli kumaşlarını üreten bir sektörüz. Özellikle polyester
viskon kumaşta tartışmasız bir numarayız. Avrupa’nın en büyük ve en
yakın tedarikçisiyiz.
Tekstil sektörü, yarattığı istihdamdan üretim ve ihracat gücüne
kadar Türkiye için inşaat ve otomotivle birlikte hala çok önemli, çok
değerli bir sektördür. Yani, algılamalarda oluşan Çin ve Hindistan
karşısında Türk tekstil sektörünün ezilip yok olacağı yanılsamaları,
artık tamamen sona erdi. Bir anlamda, Çin-Hindistan efsanesi çöktü,
“gerçek efsane geri döndü
Böyle olduğumuz için, Bilici Grup, hep istikrarlı bir performans ortaya koymuştur. Bilici Yatırım’ı oluşturan şirketlerin geçmiş yıllar mali performanslarından da görüleceği üzere, kriz dönemlerinde dahi karlılığını koruyan bir şirket olmuşuz. Uluslararası krizin etkilerinin hala derinden hissedildiği 2010 yılında çalışan sayımızı yaklaşık %15 artırmış olmamız da bu istikrarlı performansın ve sağlam mali yapının sonucudur.
İnsan kaynakları kalitesine ve çalışan sadakatine önem vermiş bir şirketiz. Bu nedenle şirketimizdeki ortalama kıdem, sektörümüzün geneliyle kıyaslanamayacak ölçüde yüksektir.
Moda ve üretim teknolojilerindeki gelişmeleri yakından takip etmek, rekabet üstünlüğünü sürekli elinde tutmak isteyen, yenilikçi bir şirket için bir tercih değil zorunluluktur. Biz bu noktada da hep önde olduk. Vizyonumuzu geniş tutarken üretim teknolojimizi sürekli yeniledik. Üretim süreci başta olmak üzere, şirketimizin tüm süreç yönetimlerini çağımızın ve modern bir şirketin gerekliliklerine göre sürekli geliştirdik. Başka türlü, önde olma ve tercih edilme şansınız olamaz zaten.
Zara, Mango, H&M, GAP, M&S, Next gibi dünya devleri tarafından tercih edilen ürünler üretebilmek ve buna süreklilik kazandırmış olmak, bu konularda, zamanında, doğru ve sağlıklı adımlar attığımızı göstermektedir.
Bununla birlikte, kabul etmek gerekir ki, hiçbir zaman “Tamam, biz olduk” deme şansına sahip değilsiniz. Sadece rakiplerle değil kendinizle de yarışarak hep dinamik kalmak, kendinizi yenilemek durumundasınız.
Kendi bünyenizden kaynaklanan nedenler olabileceği gibi en büyük
riskler dışsal faktörlerle ilgili. Hammadde ve enerji maliyetleri,
önemli ölçüde uluslararası ekonomik ve siyasi dengelere göre
değişebildiğinden, kontrolü mümkün olmayan, yüksek riskli alanlardır.
Bu noktalardaki fiyat artışları belli ölçülerde veya tamamen fiyatlara
yansıtılabilir.
Bir diğer dışsal faktör, tüketicinin satın alma gücündeki
değişimdir. Olumlu-olumsuz değişimler pazarı doğrudan etkiler. Son
küresel kriz sürecinde tekstil ve konfeksiyon sektöründeki daralmanın
en önemli nedeni budur. Krizin etkilerinin azalmasıyla birlikte trend
tersine dönmekte ve iç ve dış pazar yeniden büyümektedir.
Öte yandan, tekstil sektöründeki üretici şirketler için en
önemli ve en tehlikeli risk konularından birisi, stok tutmaktır. Çok
iyi ve nitelikli üretim yapmasına rağmen bu sektörde tutunamayan pek
çok şirketin yok oluşunun ardında yatan neden, iyi planlama
yapamamaları ve aşırı stok tutmalarıdır. Aşırı stok büyük risk
demektir.
Bilici Grup şirketleri olarak maksimum dikkat ettiğimiz
hususlardan birisidir, stok konusu. Bu nedenle biz, stok tutmayız,
sipariş üzerine üretim yaparız. Dolayısıyla riskimiz çok düşük.
Biz, ayağımızı her zaman yorganımıza göre uzattık. Yorganımızı
emin adımlarla, yavaş yavaş büyüttük. Bu nedenle her zaman istikrarlı
bir şirket olduk. Neredeyse hiç zarar etmedik. Kriz dönemlerinde dahi
karlı bir şirket olmayı başardık.
Kıvrak, manevra yeteneği yüksek, siparişe göre üretim
organizasyonunu hızla yeniden düzenleyebilen bir şirketiz. Bir üründen
diğer bir ürüne çok hızlı geçebiliyoruz. Gerektiğinde rakiplerimize
dahi üretim yapıyoruz.
Bilici Yatırım olarak, halka arza, bir finansal kaynak ihtiyacından
doğan finansal bir operasyon olarak bakmıyoruz. Böyle bir kaynağa
ihtiyacımız yok çünkü. Karlılığı sürdürülebilir hale getirmiş, kriz
dönemlerinde dahi hep kar etmeyi başarmış olan şirketimiz, neredeyse
borçsuz denebilecek bir durumda halka açılıyor, yatırımcıların
huzuruna çıkıyor. Üretim tesislerimiz son derece modern, makinelerimiz
yeni ve ileri teknolojiye dayalı. Dolayısıyla, mevcut üretim ve kumsal
performansın devamlılığı açısından finansal bir kaynağa ihtiyaç
duymuyoruz.
Halka arz kararımız, stratejik planlamaya dayalı bir karardır. Biz
halka açılmayı, kurumsallaşma yönünde stratejik bir adım ve bir dönüm
noktası olarak değerlendiriyoruz. Halka açılmanın, şirketi geleceğe
taşıyacak kurumsal ve profesyonel bir yapılanma için katalizör rolü
oynayacağına inanıyoruz. Halka arz sonrası oluşacak yeni yönetim
kurulumuzda, küçük hissedarlarımızı ve paydaşlarımızı temsilen
bağımsız üye yer alacak olması da kurumsallaşma yönündeki
kararlılığımızın bir diğer ifadesidir.
Halka arzı esas olarak kurumsallaşma ve şirketimizi geleceğe taşıma
planlarımız doğrultusunda gerçekleştirmekle birlikte, tabi ki bir
miktar finansal kaynak da yaratmış olacağız. Halka arzdan elde
edilecek bu kaynağı turizm ve enerji başta olmak üzere, Bilici
Yatırım’ın büyüme ve gelişmesi için fırsatlar sunacak yeni alanlarda
kullanacağız.
Bu yönde, şu aşamada paylaşmamda sakınca olmayacak en somut
projemiz, TSKB GYO ile %50’şer paya sahip olarak inşa edeceğimiz,
tamamlandığında Adana’nın dördüncü 5 yıldızlı oteli olacak Adana Oteli
projesi. Temeli önümüzdeki aylarda atılacak, yatırım değeri yaklaşık
20 milyon dolar olacak bu proje, Bilici Yatırım’ın tekstil sektörü
dışındaki ilk projesi olacak. Tekstil dışı alanlarda yeni yatırım
fırsatlarını kollamaya devam edeceğiz. Tüm yeni yatırımlarımızı Bilici
Yatırım üzerinden yapacağız. Dolayısıyla Bilici Yatırım, tekstille
birlikte farklı sektörlerde yatırım ve faaliyetleri olan bir portföy
şirketi haline dönüşecek. Bilici Yatırım hisse senedi alan yeni
ortaklarımız da mevcut işletmelerin yanı sıra Adana Oteli başta olmak
üzere, altına imza atılan her yeni projenin de sahipleri olarak, bu
büyüme ve gelişmeden payını almış olacak.
2011 yılında beş yıldızlı Adana Oteli inşaatına başlayıp 18 ay
içerisinde bitirmeyi planlamaktayız. Enerji başta olmak üzere yeni
yatırım fırsatlarını da değerlendireceğiz. Bu yönde araştırmalarımız
devam ediyor.
Bilici Yatırım’da yaklaşık 250 kişi, Bilici Grup genelinde ise
yaklaşık 850 kişi çalışmaktadır.
Bilici Grup olarak bilhassa modern çiftçilik ve tarım alanlarında,
ileri teknolojinin Adana’ya getirilmesi ve sektöre kazandırılmasında
Adana’nın öncüsü konumundayız. Ayrıca 14 yıl aradan sonra halka açılan
ilk firmayız. Şehir merkezindeki 5 yıldızlı otel projesi de Adana için
çok önemli bir yatırım olacaktır.
Şirketimiz 2006 yılında aldığı karar doğrultusunda maliyetlerini
düşürmek amacıyla, Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nde
bulunan Boya-Terbiye Tesisi bünyesinde otoprodüktör lisansı ile 2 MW
elektrik üretim gücüne sahip kojenerasyon santrali işletiyoruz. Bu
santral, toplamda 4 MW kurulu güce sahip şirketimizin elektrik
ihtiyacının yaklaşık %50’sini karşılamaktadır.
Ayrıca, kojenerasyon santralindeki atık baca gazı ısısında
faydalanılarak buhar ve sıcak su elde edilmektedir. Atık ısısından
elde edilen buhar ve sıcak suyun tamamı kendi bünyemizdeki
değerlendirilerek büyük ölçüde enerji tasarrufu sağlanmaktadır.
Bilici Yatırım, şu aşamada iplik büküm ve boya-apre faaliyetleriyle
tekstil sektöründe faaliyet gösteren bir şirket. Ancak, sadece bu
alanla sınırlı kalmayacak. Bilici Yatırım, Bilici Grubunun farklı
sektörlere açılma, yeni alanlarda fırsatları değerlendirmede kilit
role sahip, katalizör şirketi olacak. Bilici Grubu, yeni alanlara
taşıyan şirket, grubun amiral gemisi olacak. Yeni sektörlerdeki
yatırımlar Bilici Yatırım üzerinden gerçekleştirilecek.
Bu çerçevede turizm ve enerji öncelikle olmak üzere, yeni
sektörlerdeki fırsatları yakından takip ediyoruz. Takip etmenin
ötesinde, turizm sektörüne yönelik ilk projemiz hazır durumda. 2007
yılında satın alarak aktifimize kattığımız, Adana’nın en merkezi
noktasında, Adana’ya 5 yıldızlı yeni bir otel kazandırmaya yönelik
projemiz hazır vaziyette. 3.600 metrekarelik arsa üzerinde inşa
edilecek, 203 odasıyla Adana’nın ikinci büyük oteli olacak Adana
Oteli’nin temelini önümüzdeki aylarda içinde, törenle atmayı
hedefliyoruz. 20 milyon dolarlık yatırım bedeli öngörülen otel, hem
kent merkezinde hem de Adana havaalanına sadece 4 kilometrelik
mesafesiyle çok özel bir lokasyonda yer alıyor. Otelin işletmeciliği
hususunda, saygın ve güçlü kuruluşlarla görüşmelerimiz devam ediyor.
Bu büyük projede çok önemli bir ortağımız var: Türkiye Sınai
Kalkınma Bankası Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (TSKB GYO). Bilici
Yatırım ve TSKB GYO, bu projede %50 oranında eşit ortaklığa sahipler.
Sektörünün ve Adana’nın en saygın şirketlerinden birisi olarak, yine
kendi alanının en saygın kuruluşlarından TSKB GYO ile gerçekleşen bu
ortaklığa, son derece önem veriyoruz. Bu ortaklığın her iki kuruma
olduğu kadar Adana’mıza da değer katacağına inanıyoruz.
Bilici Yatırım’ın tekstil dışında gerçekleştireceği bu ilk yatırımı,
yeni sektörlerde yeni yatırımların takip etmesi için yoğun bir çalışma
içindeyiz. Yenilenebilir enerji sektöründe aktif olmayı planlıyor,
fırsatlara bakıyoruz. Bilici Yatırım aktifinde yer alan, Adana
Ceyhan’da, merkezi lokasyonda bulunan eski çırçır fabrikasının
arazisinin değerlendirilmesi için alternatif projeler üzerinde
çalışmalar sürdürülmektedir.
Bilici Yatırım halka arzından elde edilecek geliri, esas olarak yeni
yatırımlara yönlendireceğiz. Zaten mevcut şirketlerimiz için böyle bir
finansal kaynak ihtiyacı bulunmamaktadır. Böylece Bilici Yatırım’ı bir
“portföy şirketi” haline getireceğiz.
İhracat işlemlerimizi grup şirketimiz BTD Tekstil yürütmektedir.
İhracat yapılan ülkeler; ABD, Kanada, Brezilya, İngiltere, Almanya,
Fransa, Hollanda, İtalya, İskandinav Ülkeleri, İspanya, Portekiz,
Romanya, Rusya, Hong Kong, Çin, Endonezya.
Bilici Yatırım ürünlerini kullanan 200’e yakın şirket ve marka
bulunuyor. Bunların en önde gelenleri arasında şunları sayabiliriz:
Zara, Mango, Next, H&M, Marks&Spencer, Ann Taylor, GAP, J
Crew, Talbots, Jones, Etam.
Bilici Yatırım adına, 14 yıl sonra Adana’dan İMKB’ye gelen ilk şirket olarak, üzerimizde özel bir sorumluluk ve yükümlülük hissediyoruz. Kökleri 60 yıl geriye giden, adı Adana’yla bütünleşmiş bir ailenin ve Adana’nın elçisi bir şirket olarak, kentimizi İMKB’de en iyi şekilde temsil etmek istiyoruz. Aynı zamanda, Adana ekonomisinin gücünü borsaya, borsanın ve sermaye piyasalarının imkanlarını Adana şirketlerine kazandırmada öncü, örnek ve özendirici olmak istiyoruz. Umuyor ve diliyoruz ki, bizim açtığımız bu yoldan başka Adana şirketleri de borsanın yolunu tutar.
Halka arz fiyatı 2,70 lira olacak. Bu fiyat üzerinden Bilici Yatırım, 81 milyon liralık piyasa değeriyle borsaya gelecek. Halka arzdan elde edilecek gelirin ise 26,8 milyon lira olması öngörülüyor.
Halka arz miktarının yüzde 90’ı yurtiçi bireysel yatırımcılara, yüzde 10’u ise yurtiçi kurumsal yatırımcılara tahsis edildi. Yurtdışı yatırımcıya tahsisat yapılmadı.
Halka arzda, arzın daha geniş bir yatırımcı tabanına ulaşmasına katkı
sağlamak üzere bazı sınırlandırmalar ile uzun vadeli yatırımı
özendirici bazı teşvikler düşünüldü. Bu çerçevede, yurtiçi bireysel
yatırımcılar için başvuru üst limiti olarak 100 bin adet hisse senedi
belirlendi. Yurtiçi kurumsal yatırımcılar da en fazla 150 bin adet
hisse senedi talep edebilecekler.
Bilici Yatırım halka arzında, uzun vadeli yatırımı özendirmek ve
teşvik etmek amacıyla, “Yükselen Oranlı Geri Alım Garantisi”
uygulanacak. Sadece halka arza katılan bireysel yatırımcıların
yararlanacağı bu garanti kapsamında, halka arzdan aldıkları payları
dört ay boyunca hesaplarında tutan ve satmayan yatırımcılar, dört ayın
sonunda hisse senedinin piyasa değerinin halka arz değerinin altına
inmesi halinde, ellerinde tuttukları hisse senetlerini geri satma
hakkına sahip olacaklar. Bu imkan, sadece halka arzdan satın alınan ve
hiç satılmamış olan hisse senetleri için geçerli olacak. Dolayısıyla,
böylesi bir durum söz konusu olduğunda, geri alım yapılacak hisse
miktarının belirlenmesinde, dört ay içerisindeki en düşük gün sonu
bakiyesi esas alınacak. Geri Alım Garantisi kapsamında, gerektiğinde
kullanılmak üzere 8 milyon liralık fon tahsis edildi. Bu garanti,
Bilici Yatırım’ın, hisse senedinin geleceğine duyduğu güvenin bir
göstergesi olarak kabul edilmeli.
Öte yandan, halka arz sonrasında likidite sağlayıcı işlemler
uygulanacak. Bu işlemler, hisseler işlem görmeye başladıktan sonra bir
yıl süreyle uygulanacak. Deniz Yatırım tarafından gerçekleştirilecek
işlemler için 2 milyon liralık fon tahsis edildi.
Piyasa değeri belirlenirken şirketin gelecekte yaratacağı nakit
akımının bugünkü değeri ve İMKB’de faaliyet gösteren şirketlerin
piyasa çarpanları göz önünde bulundurularak değer tespiti yapıldı. Bu
değer üzerinden cazip bir iskonto uygulanarak satış fiyatı belirlendi.
Bilici Yatırım olarak, çok net bir temettü politikasına sahip
olacağız. Ortaklarımızı sadece hisselerin sahibi değil, kârın da
ortağı olarak görmek istiyoruz. Ortaklarımızın çıkarlarını gözetecek,
onların memnuniyetini sağlayacak ve hissemize sadakatini artıracak bir
kâr payı dağıtım politikamız olacaktır.
Şirketimizin verimli ve istikrarlı faaliyetleri ve yeni yatırımları
sonucunda elde edeceğimiz karımızı mümkün olduğu ölçüde
hissedarlarımızla paylaşacağız. Biz sadece hisse değer artışıyla
değil, aynı zamanda kar dağıtımı yoluyla da yatırımcılarımıza
kazandırmak istiyoruz.
Bazı dönemler hisse senedi karşılığı bazı dönemler nakit
karşılığı olmak üzere temettü dağıtılmasına sıcak bakıyoruz. Karın
nakit veya hisse olarak dağıtımında şirketin nakit akımını ve
yatırımlarını gözönünde bulundurarak karar almak temel politikamız
olacak.
Bilici Yatırım olarak, halka arz kararını alırken, potansiyel
yatırımcılarımızla kısa dönemli değil, kalıcı bir birliktelik için
yola çıktık. Onları, Bilici Yatırım’ın sadece bugününe değil, yeni
yatırımlarla daha da büyüyecek şirketin geleceğine de ortak olmaya,
geleceği de paylaşmaya davet ediyoruz.
Maddeler halinde Bilici Yatırım’ın farklılık ve avantajlarını şöyle
özetlemek de mümkün:
o Tekstil’de hammadde’den başlayarak iplik üretimi, iplik bükümü,
kumaş dokuma, boya apre ve konfekisyon ile tamamlanan üretim sürecinin
tüm aşamaları ile pazarlama satış faaliyetleri grubun bünyesinde
gerçekleştirilmektedir.
o Aile üyeleri bu entegre yapının her aşamasında profesyonel kadro
ve diğer ortaklarla birlikte tam zamanlı mesai vermektedirler. Grubun
sektörde faaliyet gösteren diğer kurumlardan farklılaşan en temel
özelliği bu entegre yapısı ve tüm ailenin diğer ortaklarla birlikte
aktif olarak işlerin başında olmasıdır.
o Üretim ve satışta kar odaklı yönetim anlayışı hakimdir.
o Üretim ve satış planlaması yapılırken kar maksimizasyonu için
stok seviyesi en alt düzeyde tutulmaktadır.
o Fire oranları sektör geneli ile karşılaştırıldığında çok düşüktür.
o Maliyet kontrolü aralıksız sürdürülmektedir.
o Grubun sahip olduğu her işletme kendi başına ayrı bir kar
merkezi olarak faaliyetlerini devam ettirmektedir. Ara mal hizmet
sunan işletmeler, grup içi satışlarda piyasa şartları ne ise o
şartlarla mal hizmet satışı yapmaktadır. Hiçbir işletmenin ara malı
tedarikini grup içinden yapması gibi bir zorunluluğu bulunmamaktadır.
o Entegre yapı, kaliteli ve sürekli girdi tedarikini sağlama
konusunda gruba önemli avantaj sağlamaktadır.
o Entegre yapı ve finansal güç rekabetçi teslim zamanlamasına
olanak sağlamaktadır.
o 20 ülkeden, uluslararası markaların özellikle tercih ettiği
vasıfta üretim yapmaktadır. Dünya devi ve modanın öncüsü şirketler
müşteri portföyünde bulunmaktadır.
o Kıdemli, deneyimli ve birikimli insan kaynakları.
o Borçsuz denebilecek bir şirket.
o Karlılığı, sürekli ve sürdürülebilir hale getirmiştir.
o Yeni yatırımlarında da sağlam adımlar atmaktadır.
o Büyüme fırsatları sunan, geleceği parlak sektörlere yatırımda
öncelik veren.
o Ailenin ve kurumun itibarını her şeyin üzerinde tutan; sözünü
senet olarak gören bir anlayışa sahiptir.
o Vizyonu geniş; enerji, turizm, gayrimenkul başta olmak üzere
fırsat sunan yeni alanlarda yatırım yapmaya istekli, halka arz
gelirlerini yeni yatırımlarda kullanacak, ilerleyen dönemlerde bir
portföy şirketi haline gelme hedefine sahiptir.
Türkiye yüksek büyüme potansiyeli ile global ölçekte dünyanın en büyük
ekonomilerinden biri olmaya devam edecek ve daha üst basamaklara
tırmanacaktır. Para ve sermaye piyasalarımız da bu ivmeden
yararlanarak, giderek daha fazla derinlik kazanan bir yapıda gelişmeye
devam edecektir.
Uzun yıllar reel sektöre kaynak yaratma işlevini yeterince yerine
getiremeyen ve dolayısıyla hak ettiği gelişimi gösteremeyen sermaye
piyasalarının, özellikle son yıllarda ciddi bir gelişim gösterdiğini
düşünüyoruz. Küresel kirizin yarattığı koşullar da dikkate alındığında
sermaye piyasaları ile reel sektör arasındaki korelasyonun daha da
artacağını, sermaye piyasalarının yeni enstrümanlarla birlikte reel
sektöre kaynak yaratma gücünün artacağını, reel sektörün de sermaye
piyasalarının sunduğu imkan ve fırsatlardan yararlanma hususunda daha
ilgili olacağını değerlendiriyoruz.
Son dönemlerde hızla artan halka arzlar ile özel sektör tahvil
ihraçlarının, bu korelasyonun artacağının somut göstergeleri olduğunu
düşünüyoruz.
Bizim büyüklüğümüzdeki bir halka arz için olması gereken rakam ne ise
o kadar diyelim… Bununla birlikte, biz halka arz için yapılan
tanıtım ve iletişim bütçesini bir gider kalemi olarak değil, markamız
için yapılmış bir iletişim yatırımı olarak değerlendiriyoruz. Bu
yatırımın sonuçlarını sadece halka arz ile değil sonrasında da
alacağımıza inanıyoruz.
Tahvil arzı, ortaklık gibi başka yöntemler de tercih edilebilirdi.
Ancak biz halka arz yöntemini, bir kaynak yaratma yöntemi olmasının
ötesinde, kurumsallaşma yönünde itici güç olacağını dikkate alarak
tercih ettik.
İlerleyen dönemlerde gerek duyulursa diğer finansman yöntemleri de
kullanılabilir. Ancak, şu anda böyle bir planımız bulunmuyor.
Bilici Yatırım, her zaman verimli, karlı ve istikrarlı bir mali
performans ortaya koymuştur. 2009 yılında 19,6 milyon lira gelir, 1,9
milyon lira faaliyet karı, 1,5 milyon lira net kar elde eden şirket,
2010 yılında gelirini yüzde 20 artırarak 23,5 milyon liraya, faaliyet
karını yüzde 147 artırarak 4,7 milyon liraya, net karını ise yüzde 150
oranında artırarak 3,8 milyon liraya yükseltti.
Bilici Yatırım’ın sektör şirketleriyle karşılaştırıldığında
kuşkusuz en dikkat çekici özelliklerinden birisi, yüksek kar marjıyla
çalışıyor olmasıdır. İMKB’de halen işlem görmekte olan ve Bilici
Yatırım’la aynı kategoride yer alan tekstil şirketlerinin net
satışları üzerinden, 2008 yılı 100 kabul edilecek şekilde bir endeks
oluşturulduğunda sektörün ortalama endeks değeri 2010 yılında 109’a
çıkarken, Bilici Yatırım endeks değeri 114’e yükselmektedir.
Aynı yaklaşımdan hareketle ortalama Faaliyet Karı (FAVÖK) Marjı,
İMKB Tekstil Sektörü geneli için 2008 yılında yüzde 7,4 iken, Bilici
Yatırım’ın FAVÖK Kar Marjı yüzde 23,1 ile, sektör ortalamasının üç
katı düzeyindeydi. Aynı oranlar, sırasıyla 2009 yılında yüzde 9,3’e
karşılık yüzde 19,7; 2010 yılında ise yüzde 8,3’e karşılık yüzde 25,4
olarak gerçekleşti.
Net kat marjında ise Bilici Yatırım lehine daha çarpıcı bir sonuç
ortaya çıkmaktadır. 2008 yılında İMKB Tekstil Sektörü şirketleri,
ortalama olarak gelirlerinin yüzde 10’u seviyesinde “net zarar”
açıklarken Bilici Yatırım yüzde 9,9 oranında net kar açıkladı. 2010
yılında sektörün ortalama net karı yüzde 4,7 seviyesine çıktığında,
Bilici Yatırım’ın net kat marjı yüzde 16,2 ile sektör ortalamasının
3,5 katı seviyesinde gerçekleşti.
Sadece yurt içinde gerçekleştireceğimiz halka arzda danışmanlığımızı,
bu konunun deneyimli şirketi olan Deniz Yatırım yürütecek. Deniz
Yatırım aynı zamanda, en iyi gayret yöntemiyle halka arza aracılık
yapacak. İletişim Danışmanlığımızı ise Stratejik İletişim Ofisi
üstlenmiş durumda.
Halka arzda sadece yurtiçi kurumsal ve bireysel yatırımcıları hedefliyoruz.
Amacımız mümkün olduğu kadar yüksek talep yaratmak ama aynı zamanda
olabildiğince yaygın bir yatırımcı kitlesine de ulaşabilmek. Bu
amaçla, talep miktarında sınırlama getirmeyi planlıyoruz. Büyük halka
arzlarla kıyaslandığında belki küçük bir arzdan söz ediyoruz ama yine
de Bilici Yatırım halka arzının başarısının piyasalara moral olacağına
inanıyoruz.
Danışman kuruluşlarımızın öneri ve tavsiyelerini dikkate alarak
halka arzın başarısı için ne gerekiyorsa yapılacaktır. Çünkü amacımız,
sadece hisselerimizi satmak değil, hisse senetlerimizin değerinde ve
dolayısıyla şirket değerindeki artış ve temettü politikasıyla sadık
bir yatırımcı/ortak kitlesine sahip olmak. Fiyat politikamızı tüm
bunları dikkate alarak belirleyeceğiz. Şu aşamada bunun ötesinde bir
şey söylemek mümkün değil.
Halka arz sonrasında da hissedarlarımızla açık, şeffaf ve
süreklilik arz eden bir ilişki ve iletişim süreci içerisinde olacağız.